Arılar Varsa Bir Geleceğimiz Var!
Bu haber 2036 kez okunmuş ve görüntülenmiştir.
Balparmak Yönetim Kurulu Başkanı Özen Altıparmak, Dünya Arı Günü’nde tarım ilaçlarının kontrollü kullanılması konusunda çağrı yaptı. Altıparmak, “Bir bal arısı polen ve nektar toplamak için kovanından 80 km² alanda uçabiliyor. Olumsuz çevre koşulları ve tarım alanlarının kontrolsüz ilaçlanması, arı popülasyonuna ve balın kalitesine zarar veren iki önemli etken. Çiftçilerimiz, iyi tarım ilacı kullanımı ve ilaçlamanın arıların uçmayacağı gece saatlerinde yapılması konularında teşvik edilmeli ve denetlenmeli” dedi.
Arılar, insan neslinin devamı için kritik öneme sahip canlılardır.
Arıların 100 milyon yıldır dünyada olduğu kabul ediliyor. İnsanlığın tarihi ise
sadece 300 bin yıl. Soframıza gelen her 3 gıdadan biri arılar sayesinde
üretiliyor; gıdaların yüzde 90’ı, 82 farklı bitki türünden elde ediliyor. Bu 82
türün 63’ü ise arılar tarafından tozlaştırılarak tohumları çevreye saçılıyor.
İklim değişikliği, yanlış, bilinçsiz ve kontrolsüz tarımsal ilaçlama, kirli su
kaynakları gibi olumsuz etkenler arı popülasyonunu azaltırken, bizleri de çok
değerli bir besin kaynağı olan arı ürünlerinden mahrum bırakıyor. Oysa dünya
üzerinde bozulmadan, değerlerini koruyarak uzun yıllar kalabilen ender
besinlerden biridir bal...
Arıların önemini vurgulamak ve bu konuda farkındalık yaratmak
için tüm dünyada her yıl 20 Mayıs, “Dünya Arı Günü” olarak kutlanıyor. Yarım
asıra yakın bir süredir, arılar ve arıcılığın geliştirilmesi için çaba sarf
eden Türkiye’nin bir numaralı bal markası Balparmak’ ın Yönetim Kurulu Başkanı
Özen Altıparmak da Dünya Arı Günü’nde bu konuya dikkat çekti. Altıparmak, “Bir bal arısı polen ve nektar toplamak için kovanından 80 km²
alanda uçabiliyor. Bu nedenle olumsuz çevre koşulları ve tarım alanlarının
kontrolsüz ilaçlanması, arı popülasyonuna ve arı ürünlerinin kalitesine önemli
oranda etki ediyor. Doğanın sürdürülebilirliği için ciddi önlemler alınması
gerekiyor” dedi.
Doğayla dost, ekolojik tarım ilaçlarının kullanımı teşvik
edilmeli
Arı varlığının korunması için acil önlem alınması gerektiğine
işaret eden Altıparmak, çiftçilerin, iyi tarım ilacı kullanımı ve ilaçlamanın
arıların uçmayacağı gece saatlerinde yapılması konularında teşvik edilebileceğini
belirtti. Kamu otoritelerinin bu konudaki denetimleri artırmasının da önemini
vurgulayan Altıparmak, “Ekosisteme ciddi etkileri olan tarım ilaçları maalesef
ülkemizde de yaygın bir şekilde kullanılıyor. Zehirli kimyasallar içeren
ilaçlar kullanmayan, doğayla uyumlu ekolojik üretim yapan üreticilerin
desteklenmesi ve çoğalması bu nedenle çok önemli. İlgili kurumlar ve karar
vericiler, bu konudaki yaptırımları ülkemizde de hızlıca uygulamalı, denetim ve
bilinçlendirme çalışmalarına ağırlık vermeli ve ekolojik, doğayla dost,
sürdürülebilir yöntemleri teşvik etmeli” şeklinde konuştu.
Dünyanın en kadim emekçileri olan arıların günü kutlu olsun!
Arıların, yeryüzünün en eski sakinlerinden biri olduğunu vurgulayan
Altıparmak, şunları söyledi: “Dünyadaki
varlıkları insanoğlundan da öncesine dayanan ve dünyayı tam anlamıyla “çekip
çeviren” arılara ne kadar teşekkür etsek az... Arıları korumak adına atacağımız
doğru adımlarla, sadece onların değil; tüm dünyanın geleceği için daha iyi
koşullar yaratmak mümkün! Çünkü arı olmazsa tozlaşma olmaz, bitki olmaz, hayvan
olmaz, sonunda da insan olmaz. Dünyanın en lezzetli doğal besinlerinden birinin
üreticisi olan arılar, sıra dışı yaşam döngüleri ve koloni yapılarıyla,
canlılar aleminin en merak uyandırıcı varlıkları arasında yer alıyor. Bu minik
canlılar, yaşam döngüleri boyunca doğanın sürdürülebilirliğine önemli bir katkı
sunuyor. Arı popülasyonunun gezegenimizdeki rolünü tüm nesillere anlatabilmek
için hala atılması gereken çok fazla adım var. 2017 yılından beri her yıl, dünya
genelinde düzenlenen Dünya Arı Günü kutlamaları, şimdiye dek arı ve ekosistem
ilişkisine dair farkındalık yaratmak amacıyla atılmış en kapsamlı adımlar
arasında yer alıyor.”
Arıcılık mesleği hileli ballar yüzünden yaşlanıyor!
Arıcıların, piyasada satılan hileli ballardan dolayı oluşan
haksız rekabetle başa çıkmakta zorlandıklarını kaydeden Altıparmak, “Yaklaşık yarım asırdır arıların varlığının
korunması ve arıcılık mesleğinin gelişimi için çalışıyoruz, balda yapılan
hileler nedeniyle tüketici kadar, işini alın teriyle yapan emektar arıcılar da
zarar görüyor. Türkiye, arı popülasyonu bakımından dünyanın ilk on ülkesi
arasında yer alıyor. Arıcılık ülkemizde yan ürünleriyle beraber oldukça geniş
bir istihdam ortamı sağlıyor. Arıcılığın babadan evlatlara geçmesi, ailenin
arıcılıktan geçimini sağlaması çok önemli. Oldukça meşakkatli olan bu mesleğe
bir de mücadele edilmesi gereken taklit ve tağşiş sorunu eklendi. İşini
hakkıyla yapan arıcılarımız, piyasada satılan hileli ballarla rekabet etmeye
çalışıyor. Bu yorucu mücadele nedeniyle zaten zorlu olan mesleğin karlılığı da
azalmaya başladığı için arıcılık artık genç aileler tarafından tercih
edilmiyor, yani arıcılık mesleği yaşlanıyor. Bu riski görüp, 2018 yılında
Balparmak Arıcılık Akademisini hayata geçirerek kadın ve genç arıcıların
mesleğe kazandırılması misyonunu üstlendik. Kırsal kalkınma bölgelerindeki
kadın ve gençlerin arıcılığa kazandırılması ve arıcılık mesleğinin
sürdürülebilirliğine destek olmayı amaçladık. Bugüne kadar yüz yüze eğitimlerle
700, online eğitimlerle de 700’den fazla kadın ve gence ulaşmayı başardık.
Eğitimlerimizde, katma değerli arı ürünlerinin daha verimli ve kaliteli bir
şekilde üretilmesinin yanı sıra, modern arıcılık teknikleri eğitimleriyle
arıcılıkta verimliliği ve kaliteyi artırmaya yönelik olarak ‘doğru bilinen
yanlışları’ düzeltmeye çalışıyoruz. Eğitimlerimiz sayesinde arıcılık mesleğini
genç nesillere özendirmeyi ve hane gelirlerini artırmayı amaçlıyoruz"
dedi.
En fazla hileye maruz kalan gıda ürünü bal
EFSA tarafından yapılan araştırmaya göre, gıda ürünleri
arasında en fazla hileye maruz kalanlardan biri olan balın, doğalına ulaşmak ve
sofralara sunulana kadar doğallığını korumak için büyük mücadele verdiklerini
vurgulayan Altıparmak, balda taklit ve tağşişin, yani hilenin analiz edilmesi
konusunda tüm dünyada bir ilk olan buluşlar gerçekleştirdiklerini belirtti. Gıda
güvenliğini, markalaşmanın temel unsuru olarak gördüğünü belirten Altıparmak,
sözlerine şöyle devam etti: “Ülkemizde
açıkta satılan ballar veya denetim eksiği olan ürünlerin raflarda yer almasıyla
mücadele ediyoruz. Balparmak AR-GE Merkezimize yaptığımız teknolojik yatırımlar
ve farklı disiplinlerden oluşan uzman akademisyen kadromuz sayesinde hileli bal
olarak kayıtlara geçen mısır, pancar, pirinç, agave gibi şeker şuruplarından
elde edilen ve bal diye satılan her türlü ürünü tespit edebiliyoruz. Ayrıca bu
şuruplardan elde edilen hileli bala gerçek bal algısı vermek amacıyla katılan
gıda boyalarını ve enzim katkılarının varlığını, doğruluğu yüksek ve hassas bir
formatta tespit edebiliyoruz. Bu mücadeleyi hem tüketiciyi korumak hem de işini
hakkıyla, alın teriyle yapan arıcının emeğini korumak için veriyoruz” dedi.
ÖNERİLEN HABERLER
SPX 35. yılını özel bir davetle kutladı
Türkiye’nin sevilen spor markası SPX 35. yılını özel bir davetle kutladı Türkiye’nin lider spor mağaza zinciri SPX, 35...
Migros’tan Sertifikalı Balıklar
Su ürünleri avcılığı ve yetiştiriciliği yapan balıkçılar ile güç birliği yapan Migros, Türkiye denizlerindeki 530’u aşa...
Co-op Kooperatif Grubu İlk Yarıda Kâra Döndü
İngiltere'nin yedinci büyük süpermarket zincirinin sahibi olan Co-op Group, üyelikteki büyüme ve hızlı ticaret işinin ...
Yemeksepeti Pazarlama Ekibinde Önemli Atamalar Gerçe...
Yemeksepeti CMO’su Selin Süzer “Bölge Kıdemli Marka Direktörü” rolüne atandı. Süzer, yeni rolünde, Delivery Hero çatısı...
Koroplast’ın yeni ürünü: WC Blok
Koroplast WC Blok: Tek üründe beş mucizevi etkiHayatı kolaylaştıran ürünleriyle tüketicilerinin ihtiyaçlarına inovatif ...
ETi Global Pazarlama Başkanlığı’na Alper Eroğlu Ata...
60 yılı aşkın süredir tüketicilerine sunduğu yenilikçi markaları ve yüzlerce çeşit ürünüyle gıda sektörünün lider mark...
PERYÖN Danışma Kurulu Üyesi Dr. Çağlayan Aktaş: “İş...
Çalışan bağlılığı konusunun tartışıldığı Pluxee Türkiye’nin sponsorluğunda gerçekleşen PERYÖN CHRO buluşmasında PERYÖN ...
YAZARLAR
-
Editör
Zeytin Atıklarından Deri: Oleago -
M. Sabri Danabaş
2025 Yılında Sürdürülebilir Perakendecilik -
Ş. Hakan Sönmez
İnsan Kaynakları Yöneticilerinin Görevleri -
Kemal Tanıl
2024 e girerken perakende için 2023 ne getirdi ne gö... -
Recep Ali Aksoylu
Çaycılığımızda Ayağımıza Kurşun Sıkmaya Devam Mı! -
Gülçin Şafak
Markanın Sessiz Kahramanları
Video Galeri
Zeytin Atıklarından Deri: Oleago
Hayat Kimya’ya üst düzey atama: şirketin Türkiye faa...
Anadolubank Kurumsal İletişim Bölüm Başkanı Bahar U...
2025 Yılında Sürdürülebilir Perakendecilik
Billa’dan Perakende Sektörüne 56 Milyon Avroluk Yatı...
1.5 milyondan fazla mükellef yeni yılda e-Deftere ge...
Perakende Medyanın Geleceği Iab Connect’te Ele Alınd...
Coğrafi İşaretlerden Yeşil Dönüşüme: DANET, 10. Sürd...
Işılay Reis Yorgun; “Öncelikli Hedefimiz: Kalite ve ...
Trendyol’dan satıcılar için finansman erişimini kola...
- Özdilekteyim Bi Tıkla Artık Cepte!
- Büyüme aşamasındaki girişimcilere destek olan ScaleUp progra...
- Uluslararası Standartlar Organizasyonu, Dünya Arı Ürünleri S...
- AVM’ler Müşterilerinin Yüzünü Param Kart’lar ile Güldürüyor!
- TPF Heyeti İş Ortakları Ziyaretlerine Devam Ediyor!.
- Hizmet yönetimi sektöründe teknoloji devrimi.
- Amazon Prime Türkiye’de!
- Amazon.com.tr’de yaz heyecanı başladı!
- Tetra Avrasya Ambalaj Fuarı’na Damga Vurdu.
- Perakende müşterisi sürdürülebilirlik bekliyor.
- MediaMarkt Türkiye’nin 73’üncü mağazası Diyarbakırlılardan b...
- ikas Pazaryeri Entegrasyonu e-ticarette pazaryeri yönetimini...
- Gastronometro, Genç Şeflerin Yarışmasına Ev Sahipliği Yaptı!...
- Pozitera’yla Perakende Sektöründe Yeni Açılımlar,Yeni Ufukla...
- Pritt 50. Yılını Kutladı.