Sevgili Mikail Akyıldız Başkanımla yolumuz Şişli’ye düşünce, “gelmişken birer çanta alsak” dedi ve daha önceden birkaç kez alışveriş yaptığı Halaskar Gazi Caddesi üzerindeki “Şen Mefruşat ve Saraciye” mağazasına girdik.

Girişte hemen sağda kasada oturan bizim yaşlarda ki bey, Mikail Akyıldız’ı ismen olmasa da anında tanıdı, “epeydir uğramadınız” diyerek harika bir esnaf karşılaması yaptı.

Selam, kelam, corona vs derk.en bir yandan da alışverişi tamamladık. Corona dan laf yürürken gayet bakımlı ve muntazaman giyimli arada lafa giren bey amca “82 yılı tamamladım esnaflıkta, ilk kez zorunluluktan da olsa iki ay işimin başına gelemedim. Allah bir daha göstermesin” dedi.

Bahsettiğim Bey Amca Nişan Buduloğlu.

Babası İzmit Bahçecik’li. 95’i devirdim dediğine göre 1925’li falan. 13 yaşındayken Eminönü Lalapaşa Yokuşunda ki babasının çantacı dükkanında çalışmaya başlamış. Sultanhamam esnafı olunca 7 dilde satış yapabilecek kadar yabancı dili olmuş.

1967’de açtıkları Osmanbey’de ki bu mağazayı enişteleri çalıştırırmış, ancak o vefat edince Eminönü’nü kapatıp sadece burada işlerini devam ettirmişler. Şimdi oğlu, torunu ile beraber devam ediyor ama artık ne Şişli’nin, ne de işlerin tadı tuzu kalmadı diyor.

Tadı tuzu kalmasa da bir iş yapıyorsan işin nitelikli olmalı, nitelikli olması için de işin sahibi işin başında olmalı diyor Nişan Amca.

Bizim Mikail Akyıldız’dan da belki en sık duyduğum cümleydi bu.

Esnaflık düzeyinde kalınacaksa zaten farklı düşünmek mümkün olmamalı.